Üst üste gelen seçim sağanağı bir süreliğine de olsa dinecek gibi gözükmektedir. Uzun süredir iktidarın yürüttüğü baskı, sindirme, ötekileştirme, emeğin haklarını budama, demokrasinin kırıntılarını ortadan kaldırma, hak, hukuk, adaleti sadece kendisi için kavramlar haline getirme, özgürlüklere, tercihlere, yaşam tarzlarına karşı kendi kafasındakileri zorla dayatma çalışmaları sonucunda, emek ve demokrasi mücadelesi oldukça gerilemiş duruma gelmiştir. Bunun üzerine, insanların korkarak sindiği, hiç bir şey yapılamayacağı vb. değerlendirmeler yapılmakta, korku ve umutsuzluk hakim hale getirilmektedir.
Halkın, üyelerin partilerde söz ve karar hakkının olmamasına, adayların belirlenmesinde etkisinin olmamasına, sürecin anti demokratik işlemesine rağmen, 7 Haziran seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, yerel seçimler ve İstanbul seçimlerinde büyük bir enerji açığa çıkmıştır. İktidarın bıktıran ekonomik ve sosyal politikalarına karşı; Müslümanı, ateisti, Alevi’si, Sünni’si, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, sağcısı, solcusu, milyonlarca insan, birkaç ay önce hiç tanımadığı, iktidarın karşısındaki en güçlü adayla beraber cesaretle alanlara çıkarak, birlikte mücadele isteği ve azmini, gezide sembolize olmuş fotoğraf gibi göstermiştir. Halkımız, tamda platformumuzun işaret ettiği emek ve demokrasi mücadelesinin geniş birliği pratikte oluşturmaya başlamıştır. Bu durum platformumuzun halkın ihtiyaçlarından doğduğunu ve halkla buluşması gerektiğinin göstergesidir. Yaşananlar bir kez daha korkunun da cesaretin de bulaşıcı olduğunu kanıtlamıştır.
7 Haziran ve Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlerinden sonra hayal kırıklıkları yaşanmıştır. Çünkü umut bağlanılarak birlikte yola cıkılanlar, umudu başarıya dönüştürecek kararlıkta durmamışlardır. İstanbul seçimlerinin sonuçları da süreç içerisinde görülecektir. Ya kaybedenler kendilerini ve eksikliklerini düzeltmeye ya da baskı ve şiddet yoluyla kendilerini kurtarmaya çalışacaklardır.
Ancak bütün bu seçim süreçleri halkın sindiği, korktuğu, mücadeleden uzaklaştığı söylemlerinin gerçekle bir ilgisinin bulunmadığını göstermiştir. Kendilerinin belirlemediği adaylar çevresinde bile kenetlenip birlikte mücadeleye geçen kitleler, kendilerinin bizzat söz ve karar sahipleri olduğu süreçlerde daha kararlı, cesur mücadeleye katılacaktır. Bu şekilde halk bir kurtarıcı beklemek yerine kendi istek, özlem, çıkar ve hedefleri için mücadeleye girecektir.
İstanbul seçimleri sonrasında büyük bir farkla muhalefetin kazanması önemlidir. Muhalefeti oluşturan parti ve kişilerin beklentileri farklıdır. Bir kısmı demokrasi için, bir kısmı barış için, bir kısmı tek adam rejiminin son bulması için, bir kısmı iktidarın uygulamalarından bıktığı, güveninin kalmadığı için, büyük bir kısmı küçülen ekmeklerinin büyümesi için vb. muhalefette bir araya gelmiştir. Önemli olan bundan sonraki dönemde bu birlikteliği dağıtma değil, genişleterek emek ve demokrasi mücadelesinin önünü açma, umut olma becerisi göstermektir. Ancak tek bir seçim sonucuna göre emek ve demokrasi mücadelesinin başarılı olacağı yanılgısına düşülmemelidir. Bu seçim sonucunun emek ve demokrasi mücadelesinde okyanusta bir damla olduğu, sadece bir adım olduğu görülmelidir. Emek ve demokrasi mücadelesinin gerçekten başarıya ulaşması tüm halkın birleşerek, kendi talep, yaşam, özgürlük, hak, hukuk, adalet, barış, emek ve demokrasiye sahip çıkarak gerçekleşecektir.
Bu süreç aynı zamanda küçük, dar, sert, kibirli, kararları en üstten alan, aşağıya emirler yağdıran, kendi grupsal ve kişisel çıkarlarını halkın çıkarları önüne koyan yapıların değil, esnek, geniş, sevgi, saygı, eşitliğe, özgürlüğe, şeffaflığa, katılıma önem veren, birleştirici geniş yapıların halk tarafından sahiplendiğini açık olarak göstermektedir.
Platformumuzun ilk günden bu güne kadar oturtmaya ve ete kemiğe büründürmeye çalıştığı düşünceler, tamda kitlelerin istediği, heyecanlandığı, ihtiyaç duyduğu pratik, beklenti ve umutla birleşecek durumdadır. O halde hep birlikte platformumuzu herkese yaygınlaştıralım.
Bağımsızların Umudu!…BU!
İlk yorum yapan siz olun